Gazetemiz yazarı Abdurrahman Dilipak "J. Lopez’den J. Epstein’e!" başlıklı yazısında çarpıcı konulara değindi.
"J. Lopez’den J. Epstein’e!" başlıklı yazısıyla çarpıcı bir yazı kaleme alan Gazetemiz yazarı Abdurrahman Dilipak "Epstein’in intiharı bir son değil, aslında bir başlangıç olsa gerek. Daha ilk günden şeytan üçgeninin bir ayağında ABD, öbür ayağında ABD ve bir diğer ayağında ise Suudilerin ülkesinin olduğu ortaya çıktı. İsrail bu üçgenin merkezinde yer alıyor. Yani işin içinde MOSSAD da var. Bakalım bu şeytani zincirin yeni halkalarında kimler yer alacak..." ifadeleri dikkat çekti.
İşte Dilipak'ın bugünkü yazısı:
6 Ağustosta dünyaca ünlü ABD’li şarkıcı Jennifer Lopez, ‘Regnum Live in Concert’ etkinliği kapsamında Belek’te konser verdi. 50 bin dolardan locada yer satıldığı haber oldu. İki arkadaş gitmişse yarım milyon liradan daha fazla ödeme gerekiyor. Hem de tam da Ramazan ayı öncesinde. “Ne atom bombası, ne Londra konferansı”. Medya bu konuyu gündem yaptı. Konser biletleri günler öncesinden kapışıldı. Düşünsenize tek kişilik loca ücreti, asgari ücretlinin 20 senede kazandığından daha fazla. Bir kişiye 40 pul, 40 kişiye 1 pul.
Bir bilim adamı, maddenin sırrını açıklayacak olsa, bu paranın yüzde biri ücret ödemek gerekse, bu kadar kişi katılmazdı herhalde.
Neyse. Bu olaydan dört gün sonra New York’ta Manhattan Metropolitan Merkez Hapishanesinde Jeffrey Epstein’in intihar olayı yaşandı. Küçük kızlardan fuhuş ağı kurmakla suçlanan milyarder sermayedar Jeffrey Epstein gözaltında tutulduğu cezaevinde ölü bulundu. Epstein öğretmenlikle başlamış. Sonra mali müşavir olmuş, danışmanlık şirketi kurmuş, ama asıl servetini büyük patronlara küçük kızlar temin etmekle yapmış. Malikanesinde misafir ettikleri arasında Bill Clinton, Woody Allen, prens Edward(prens Charles’in kardeşi), Suudi prensler var. Bill Clinton, 3’ü başkanlık döneminden sonra olmak üzere 26 uçuş yapmış sex partilerinin düzenlendiği “lolita express” adı verilen uçak ile.
Birilerine göre Adnan “Hoca”nın örnek aldığı biri idi bu Epstein. Daha doğru Türk versiyonu, bu işin. Adnan Oktar da Epstein gibi hapse girdi ama Epstein cezaevinde öldürüldü.
Epstein cezaevine getirildiğinde intihar etme riski bulunduğu için 24 saat gözetim altına tutuluyordu ve hücresi yarım saatte bir kontrol ediliyordu, ama nasıl oldu ise o gün gözetim uygulaması kaldırıldı.. Dahası kısa süre önce hücresinde intihar teşebbüsünde bulunduğu için hücresinde bir arkadaşının daha olması gerekiyordu. Boynunda yaralar vardı. Savcı bu intihar girişimini de şüpheli buldu. Ama o gün arkadaşı da yoktu. Sonuçta Jeffrey Epstein hücresinde sırları ile birlikte öldü.
Çok şey biliyordu ve konuşmaması gerekiyordu. Trump’ın yakın arkadaşı idi. İddiaya göre Trump’ın bugünkü eşi, onun kataloğundan seçilmişti.
Epstein’in, 559 milyon dolarlık servetini teminat olarak verme karşılığında yargılanma sürecinde New York’taki 77 milyon dolarlık malikânesinde elektronik kelepçeyle ev hapsinde tutulması talebi mahkeme tarafından reddedilmişti. Bunlar çok normal şeyler değil.
Herkes biliyor ki, ABD’de bu işi yapan daha birçok ünlü bulunuyor ve bu konu istihbarat örgütlerinin de ajandasında ve bu yolda dünyanın birçok ülkesinde önemli işler başarıyorlar.
Epstein, 2007’de Florida’da benzer bir suçlama ile hakim karşısına çıkmış ve basit bir kefaletle bu işten sıyrılmıştı.
Diyorlar ki, bu adamın kartvizitinde fon yöneticisi, büyük holdinglere danışmanlık yapan biri yazsa da, asıl işi patronlara, politikacılara, bürokratlara kız bulmak. Trump da bunun en iyi müşterilerinden biri. İddia o ki, bir seferinde 28 kızla Florida’daki malikânesinde özel bir buluşma gerçekleştirmişler. Yine bu adamın başta MOSSAD olmak üzere istihbarat örgütleri ve mafya babaları ile de ilişkili olduğu ve bu partilerin kayıtlarını tutarak bunlarla birilerine şantaj yaptığı iddiaları gündemde.
ABD’de; sinema, eğlence, kumar, fuhuş sektörü tamamen derin çetelerin kontrolünde.
BBC Türkçe’nin haberine göre, New York’taki federal savcılar 2002-2005 yılları arasında New York’taki evi ve Florida’daki malikânesinde aralarında 14 yaşındaki kız çocuklarının da bulunduğu reşit olmayan kişilerle para karşılığı cinsel ilişkiye girdiğine dair suçlamalar içeren iddianameyi geçen ay yeniden gündeme getirdi. 66 yaşında hayata veda eden Epstein’e 2007’de de benzer suçlamalar yöneltilmişti. Savcılıkla anlaşan ve fuhuş suçlamasını kabul eden Epstein, olası bir ömür boyu hapis cezası yerine 13 ay hapse mahkum olmuştu.
Bu arada ilginç bir açıklama geldi: 6 Temmuz’da Epstein’ın malikânesinde yapılan aramada yüklü miktarda nakit, çok sayıda pırlanta, adına düzenlenmiş, ikamet yeri olarak Suudi Arabistan’ın göründüğü günü geçmiş bir sahte pasaport ile yüzlerce genç kadının cinsel içerikli fotoğrafları bulunmuştu. İşte burada durmak gerek. Uyarı: Bu tür din, ahlak ve hukuk dışı para ve kadın işlerine bulaşanların da başına her an böyle işler gelebilir.. Bu uyarıdan sonra, büyük ihtimalle, birileri bu adamın elindeki video kayıtlarının başkasının eline geçmesinden endişelenmiş olabilir. O birileri Trump ve çevresindeki birileri de olabilir..
Ya da bu adamın arşivini ele geçirmek isteyen birileri bu kişiyi ortadan kaldırıp, arşivi ele geçirdikten sonra rakibi ya da hedefteki kişilere şantaj yapmak ya da o kişilerin itibarını sıfırlamak istiyor olabilir..
Bu işlerde çok büyük para var. Sanat çevresi dedikleri, bu şov ve eğlence sektöründe iş yapanların büyük bir kısmı bu çemberden geçmiştir. Playboy kulüpleri ya da buna benzer kulüpler bu konuda çok mu masumlar. Bu işin uluslararası ayağında her ülkeden isimler var ve adlarını duyurmak için moda, film, müzik, eğlence sektöründe adını duyurmaya çalışıyor.
Epstein’i öldürenler ya bir takım video kayıtlarını yok etmek istediler ya da o kayıtları ele geçirip birilerini deşifre etmek ya da onlara şantaj yapmak istediler..
Epstein’in intiharı bir son değil, aslında bir başlangıç olsa gerek. Daha ilk günden şeytan üçgeninin bir ayağında ABD, öbür ayağında ABD ve bir diğer ayağında ise Suudilerin ülkesinin olduğu ortaya çıktı. İsrail bu üçgenin merkezinde yer alıyor. Yani işin içinde MOSSAD da var. Bakalım bu şeytani zincirin yeni halkalarında kimler yer alacak..
Ha! Bu arada, İslam dünyasının gözünü çevirdiği Türkiye’de estirilen Jennifer Lopez rüzgarının ardından ister misiniz BAE ya da Cidde’de, o malum müzik ve dans gösterisinden sonra, şimdi de “Buz dansı” gösterisi düzenlenmesin!. Sırada bakalım neresi var!
Dikkat ettiniz mi, AK Parti tabanına hitap eden gazetelerin büyük bir kısmı Kurban Bayramında bile çıplak kadın resmi yayınlamaktan vazgeçmediler ve Jennifer Lopez hep gündemlerindeydi.
Bu adam da sapık, bunun müşterileri de. Ama dikkat edin, bu adamın müşterileri, dünyanın en büyük patronları, en önemli politikacıları, en “saygın” bürokratları ve kişileri..
J. Lopez’in müşterilerine gelince Epstein’e müşteri olamayanlar. Onlar şimdilik Lopez ve diğerlerinin konserleri, şovları, gösterileri ile idare edecekler! Bir gün o servete ulaştıklarında onlar da yeni Epstein’lerin kapısını çalarlar. Bakın bunlar sadece ABD’de yaşamıyorlar, dünyanın her yerinde varlar. Ve hepsi de güçleri ölçüsünde aynı yolun yolcusudurlar. Eğer uyarılara kulak asmayacaklarsa cehennemin dibine kadar yolları var. Hüda’ya tabi olanlara, Selam ve dua ile..