Trump ‘açık ara öndeyiz’ diye açıklama yaparken, Twitter “Checking” yaptı ve uyardı: ‘Yanlış yönlendiriyor’. Ha bu arada, Türkiye’de sorumlu temsilcilik açmayan sosyal medyaya milyonlarca lira ceza yazıldı. Seçim sonuçları bugün de belli olmayacak. Cumaya kadar postadan gelecek oylar olacak. Zaten bıçak sırtı bir seçim, her anda dengeler değişebilir. Bu da ABD’de gerginliğin daha uzun süre devam edeceği anlamına geliyor. Her iki tarafın da sonuçlara ilişkin yargıya itirazları söz konusu. Yargı kararı için Aralık ortalarını beklemek gerekebilir. Gelinen noktada durum “Tarihin sonu” değil ama “Amerikan yüzyılının sonu” olabilir.. Eğer gerilim çatışmaya dönüşürse, bu ABD’nin bölünmesi ile sonuçlanabilir. Yani “Medeniyetlerarası çatışma” değil, ama “Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında bir çatışma”ya dönüşebilir. ABD en az 3’e bölünür. Cumhuriyetçiler, Demokratlar ve Yoksullar. ABD yeni ve büyük bir göç dalgası ve yağma ile karşı karşıya kalabilir. Hani bizimkiler “Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti” diyor ya, ABD’de de bu Globalistler “Sadece konuşmak ve yazmak yetmez. Gelecek idealimiz için daha fazla para harcamak da yetmeyecek, yeni bir dünya düzeni inşa etmek için kan dökmek zorunlu olabilir ve bundan kaçınmamak gerek” diyorlardı. Huntington ve Fukuyama’nın dilinin altındaki aslında bu sözlerdi. Kendileri aralarındaki büyük hesaplaşma öncesi bizi oyalamak ve nüfus kontrolü için, kozmik düzende bir büyük değişimlerin yaşandığı/yaşanacağı böyle bir zamanda Covid’in cinini aramıza salmış olabilir mi? Amerikan seçimleri, derin güçlerin bir bilek güreşi. “Yeni dünya düzeninde liderlik, yöntem ve nihai hedefler” konusunda anlaşamıyorlar. Onun için de “vekâlet savaşları”, “bilek güreşleri” ile zaman kazanmaya çalışıyorlar. Avrupa’da Covid’in yükselişi, sosyal ve siyasal olayların artması tesadüf olmasa gerek. Bizim için de durum farklı değil. Biz “Covid’i bitirecek aşı ne zaman bulunur?” diye oyalanıyoruz. Covid’in biteceği zamanı, onu üretenler belirler. Onlarda bu ihtiras ve güç, bizde bu saflık ve büyük jeopolitik, jeostratejik, teolojik konum oldukça, bu işler hemen sonuçlanmaz. Rockefeller ve Rothschild aileleri arasındaki hesaplaşma bugünden yarına bitmeyecek. WASP’lar “NSA, FBI, FETÖ, PENTAGON!” bir yanda, Rothschildler’in Tapınakçıları CIA öte yanda. Esasen böyle kesin bir ayırım yapmak da mümkün değil. Her yerde, herkes var. IMF, Dünya Bankası, DSÖ gibi örgütler içinde de ciddi bir hesaplaşma var. Tabi bu derin yapının tepe isimleri Rothschild, Rockefeller olsa da, derin yapı bunlardan ibaret değil. Bu hesaplaşmadan sonra herkes kendi konumunu tekrar gözden geçirecektir. Kim kazanırsa kazansın ya da kim kaybederse kaybetsin, rakibinden kurtulurken, sistem kan kaybetmiş olacaklar. Bu belirsizlik, FED’i daha doğrusu Dünya Bankası, IMF, LIBOR’u ile yeni Bretton Woods sürecinin ertelenmesine sebep olacak. Yani “Yeni Normal” dönemle birlikte “Greet Reset” de ertelenecektir. Amerikan seçimlerinde sahil Biden, orta Trump demiş. Erkeklerin % 48’i, Kadınların % 56’sı da Biden demiş.. Beyazların % 24’ü, Siyahilerin % 87’si, Latinlerin % 65’i, Asyalıların % 63’ü, diğer ülkelerden gelenlerin % 58’i Biden demiş. Z kuşağının % 61’i, 30-44 yaş grubunun % 52’si, 45-64 yaş grubunun yarısı Biden’e verirken, daha yaşlıların ancak % 48’i Biden demiş. Üniversiteliler Biden’e, üniversite okumayanların çoğunluğu Trump’a oy vermiş. Genel olarak % 50-60 arası bir denge var. ABD’de kim seçilirse seçilsin, işi kolay olmayacak. Ya da bu seçim sonun başlangıcı olacak. “Great reset” dünya için değil, ABD için olacak. Muhtemelen bu seçim sistemi de değişecek bundan sonraki seçimler için, ama bu tartışma kolay kolay bitmeyecek. 250 milyon seçmenin olduğu ABD’deki son seçim, en yüksek katılımlı seçimlerin başında geliyor. Herkes ötekinden ülkeyi kurtarma derdine düşmüş vaziyette. Bu arada; Delaware’den Trans bir LGBT aktivisti de meclise girdi. Bu eyalet Demokrat ağırlıklı. Pensilvanya’ya son baktığımda oyların % 64’ü sayılmıştı. Trump % 55.7, Biden % 43.1’di. Başkent başta olmak üzere, New York, Michigan, Pensilvanya, Wisconsin, Georgia ve Oregon’da olaylar bekleniyor. Birçok eyalette yağmadan endişe ediliyor. Son zamanlarda halkın silahlanmasının arttığı gözlenen ülkede silahlı çeteler birçok eyalette varlıklarını hissettiriyorlar. Gün sonuna doğru Biden önde gözükse de Trump’ın kazanma ihtimalinin de olduğu söylenirken, Trump sonuçları beklemeden zafer ilan etti. Bu ülke genelinde ayrı bir gerilime sebep oldu. Şimdi ABD’de herkes Türkiye’de güneş batarken, orada doğan güneşle birlikte neler yaşanacağı merak konusu. ABD’de umuttan çok korku, öfke ve panik havası hakim. ABD’de başkanlık seçiminde “kazandım” demek için 270 delegenin oyunu almak gerekiyor. Senatoda kazanmak için 51 sandalyeye ulaşmak gerek. Son baktığımda orada durum 47-47 idi. Temsilciler Meclisinde 218 sandalye gerekli, çoğunluğu elde etmek için. 7 eyalet dışında durum 3 aşağı 5 yukarı belli ama bir de postadan gelecek olanlar var. Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler. “Eğer Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü altüst olurdu” (Bakara 251). Birilerinin bir planı vardı. Allah’ın da elbette bir hükmü vardı. Ve galib olacak olan O’nun hükmüdür. La galibe illallah! Selam ve dua ile.

Trump ‘açık ara öndeyiz’ diye açıklama yaparken, Twitter “Checking” yaptı ve uyardı: ‘Yanlış yönlendiriyor’. Ha bu arada, Türkiye’de sorumlu temsilcilik açmayan sosyal medyaya milyonlarca lira ceza yazıldı.

Seçim sonuçları bugün de belli olmayacak. Cumaya kadar postadan gelecek oylar olacak. Zaten bıçak sırtı bir seçim, her anda dengeler değişebilir. Bu da ABD’de gerginliğin daha uzun süre devam edeceği anlamına geliyor. Her iki tarafın da sonuçlara ilişkin yargıya itirazları söz konusu. Yargı kararı için Aralık ortalarını beklemek gerekebilir. Gelinen noktada durum “Tarihin sonu” değil ama “Amerikan yüzyılının sonu” olabilir.. Eğer gerilim çatışmaya dönüşürse, bu ABD’nin bölünmesi ile sonuçlanabilir. Yani “Medeniyetlerarası çatışma” değil, ama “Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında bir çatışma”ya dönüşebilir. ABD en az 3’e bölünür. Cumhuriyetçiler, Demokratlar ve Yoksullar. ABD yeni ve büyük bir göç dalgası ve yağma ile karşı karşıya kalabilir.

Hani bizimkiler “Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti” diyor ya, ABD’de de bu Globalistler “Sadece konuşmak ve yazmak yetmez. Gelecek idealimiz için daha fazla para harcamak da yetmeyecek, yeni bir dünya düzeni inşa etmek için kan dökmek zorunlu olabilir ve bundan kaçınmamak gerek” diyorlardı. Huntington ve Fukuyama’nın dilinin altındaki aslında bu sözlerdi.  

Kendileri aralarındaki büyük hesaplaşma öncesi bizi oyalamak ve nüfus kontrolü için, kozmik düzende bir büyük değişimlerin yaşandığı/yaşanacağı böyle bir zamanda Covid’in cinini aramıza salmış olabilir mi?

Amerikan seçimleri, derin güçlerin bir bilek güreşi. “Yeni dünya düzeninde liderlik, yöntem ve nihai hedefler” konusunda anlaşamıyorlar. Onun için de “vekâlet savaşları”, “bilek güreşleri” ile zaman kazanmaya çalışıyorlar.

Avrupa’da Covid’in yükselişi, sosyal ve siyasal olayların artması tesadüf olmasa gerek. Bizim için de durum farklı değil. Biz “Covid’i bitirecek aşı ne zaman bulunur?” diye oyalanıyoruz. Covid’in biteceği zamanı, onu üretenler belirler. Onlarda bu ihtiras ve güç, bizde bu saflık ve büyük jeopolitik, jeostratejik, teolojik konum oldukça, bu işler hemen sonuçlanmaz. Rockefeller  ve Rothschild aileleri arasındaki hesaplaşma bugünden yarına bitmeyecek. WASP’lar “NSA, FBI, FETÖ, PENTAGON!” bir yanda, Rothschildler’in Tapınakçıları CIA öte yanda. Esasen böyle kesin bir ayırım yapmak da mümkün değil. Her yerde, herkes var. IMF, Dünya Bankası, DSÖ gibi örgütler içinde de ciddi bir hesaplaşma var. Tabi bu derin yapının tepe isimleri Rothschild, Rockefeller olsa da, derin yapı bunlardan ibaret değil. Bu hesaplaşmadan sonra herkes kendi konumunu tekrar gözden geçirecektir.

Kim kazanırsa kazansın ya da kim kaybederse kaybetsin, rakibinden kurtulurken, sistem kan kaybetmiş olacaklar. Bu belirsizlik, FED’i daha doğrusu Dünya Bankası, IMF, LIBOR’u ile yeni Bretton Woods sürecinin ertelenmesine sebep olacak. Yani “Yeni Normal” dönemle birlikte “Greet Reset” de ertelenecektir.

Amerikan seçimlerinde sahil Biden, orta Trump demiş. Erkeklerin % 48’i, Kadınların % 56’sı da Biden demiş.. Beyazların % 24’ü, Siyahilerin % 87’si, Latinlerin % 65’i, Asyalıların % 63’ü, diğer ülkelerden gelenlerin % 58’i Biden demiş. Z kuşağının % 61’i, 30-44 yaş grubunun % 52’si, 45-64 yaş grubunun yarısı Biden’e verirken, daha yaşlıların ancak % 48’i Biden demiş. Üniversiteliler Biden’e, üniversite okumayanların çoğunluğu Trump’a oy vermiş. Genel olarak % 50-60 arası bir denge var.

ABD’de kim seçilirse seçilsin, işi kolay olmayacak. Ya da bu seçim sonun başlangıcı olacak. “Great reset” dünya için değil, ABD için olacak. Muhtemelen bu seçim sistemi de değişecek bundan sonraki seçimler için, ama bu tartışma kolay kolay bitmeyecek.

250 milyon seçmenin olduğu ABD’deki son seçim, en yüksek katılımlı seçimlerin başında geliyor. Herkes ötekinden ülkeyi kurtarma derdine düşmüş vaziyette. Bu arada; Delaware’den Trans bir LGBT aktivisti de meclise girdi. Bu eyalet Demokrat ağırlıklı. Pensilvanya’ya son baktığımda oyların % 64’ü sayılmıştı. Trump % 55.7, Biden % 43.1’di.

Başkent başta olmak üzere, New York, Michigan, Pensilvanya, Wisconsin, Georgia ve Oregon’da olaylar bekleniyor. Birçok eyalette yağmadan endişe ediliyor. Son zamanlarda halkın silahlanmasının arttığı gözlenen ülkede silahlı çeteler birçok eyalette varlıklarını hissettiriyorlar.

Gün sonuna doğru Biden önde gözükse de Trump’ın kazanma ihtimalinin de olduğu söylenirken, Trump sonuçları beklemeden zafer ilan etti. Bu ülke genelinde ayrı bir gerilime sebep oldu. Şimdi ABD’de herkes Türkiye’de güneş batarken, orada doğan güneşle birlikte neler yaşanacağı merak konusu. ABD’de umuttan çok korku, öfke ve panik havası hakim.

ABD’de başkanlık seçiminde “kazandım” demek için 270 delegenin oyunu almak gerekiyor. Senatoda kazanmak için 51 sandalyeye ulaşmak gerek. Son baktığımda orada durum 47-47 idi. Temsilciler Meclisinde 218 sandalye gerekli, çoğunluğu elde etmek için. 7 eyalet dışında durum 3 aşağı 5 yukarı belli ama bir de postadan gelecek olanlar var.

Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler. 

“Eğer Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü altüst olurdu” (Bakara 251). Birilerinin bir planı vardı. Allah’ın da elbette bir hükmü vardı. Ve galib olacak olan O’nun hükmüdür. La galibe illallah! Selam ve dua ile. 

Okumaya devam edin
Yorumlar (0)